Paketten sonra...

Başbakanın sözde “demokratikleşme” olduğunu belirttiği paketin açılması sansürle başladı. Gazeteler, televizyonlar “demokratikleşme paketi”nde bile “bizden olanlar, olmayanlar” diye ikiye ayrılıyor. AKP’nin bugüne kadar kabul etmeye yanaşmadığı hükümler şimdi “demokratikleşme” oluyor… Üstelik bunların bazılarının uygulamaya konulabilmesi için Anayasa değişikliği yapılması gerektiği de unutuluyor.

Başbakan kendisine göre, geleceğine göre düzenleme yapılmasının yolunu açarken, araya bir iki maddeyi de sıkıştırıyor. Yaptıklarına “sessiz devrim” diyor. Bu sözcükler yabancı değil. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yayımlanan, yasalarda yapılan değişiklikleri içeren ve geçen yıl yayımlanan kitapçığa da “Sessiz Devrim” adı verilmiş. Oysa, AKP’nin yaptıkları hiçbir zaman sessiz değil, büyük tantanalarla kamuoyuna yansıtılıyor. Üstelik o toplantılara, kendilerine göre “karşıt” görülen gazete ve televizyonların temsilcileri alınmıyor, onların soru yöneltmelerine bile izin verilmiyor. Hoş, çağrılanlara da soru sordurulmadan basın toplantısına son verildi…

Yapılmak istenen yapıldı, gerisi olmasa da olur
Açıkçası PKK her paketten payına düşeni alıyor. Tüm okullar için istediği anadilde eğitimi şimdi özel okullar için elde edebiliyor. Bu Kürtçü grupları kesmez. Ama, okullarımızda artık “Türk’üm,. Doğruyum” diye başlayan andımızın yasaklanmasını büyük kazanım olarak değerlendireceklerdir.

Özel okullarda Kürtçe eğitim yapılabilmesi için Anayasa’nın 42. maddesinin değiştirilmesi gerekiyor. Anayasamızın 174. maddesi Devrim Kanunlarıyla ilgili. Alfabede hangi harflerin kullanılacağı belli. Şimdi Anayasa değişikliği yapılmadan W, Q, X gibi harfler nasıl kullanılacak? Başbakan, yarın çıkıp “Biz bunları da yapacağımızı söyledik. Ancak, Anayasa değişikliği gerekiyor. Anayasayı tek başımıza değiştirecek milletvekili sayımız olursa, değişiklikler hemen yapılır” diyecektir. Yani oyalamaya devam…

Bazı düzenlemeler yönetmelik değişikliğiyle yapılabilir. Ancak, bunları değiştirmek için 11 yıldır bekleyen hükümet, muhalefet partilerinin ısrarla gündeme getirdiği konulardan daha fazla kaçamadı. Tabii ki bu adımlar atılırken, hükümet yıllardır gündeminde olan kamuda başörtüsü sorununa çözdü. Yapılmak istenen yapıldı, gerisi olmazsa da olur…

Uzlaşma Komisyonu’nda kabul etmediler
Seçim barajının kaldırılması, seçim sisteminin değiştirilmesi, partilere aldıkları oy oranına göre hazine yardımı yapılması TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda gündeme getirildi. İşte, bu konuyu komisyon üyesi CHP Milletvekili Prof.Dr. Süheyl Batum’a sordum. İşte söyledikleri:

“Anayasa komisyonunda önerdiğimiz, ancak AKP tarafından kabul edilmeyen maddeleri, Başbakan açıklıyor. Kabul etmedikleri, açıkça karşı çıktığı hükümleri şimdi kabul ettiklerini belirtiyorlar. Oysa, bu konuları defalarca anlatmamıza rağmen inatla kabul etmemişlerdi.

Siyasi partilerde ‘eş başkanlık’ sisteminin demokratikleşmeyle ne bağlantısı var? Bir tek şeyle bağlantılı: Erdoğan ilerde cumhurbaşkanlığına giderse, siyasetten uzak kalmamak ve yine aday belirlemede etkili olabilmek için eş başkanlık sistemini arzu ediyor. Böylece, Cumhurbaşkanlığına giderse siyasetten uzak kalmayacak, aday belirlemede etkili olacak. Eş başkanlık olunca o siyasi parti çok demokratik oluyorsa, o zaman 20 tane eş başkan olsun. Buna kim inanır. Bunlar, dostlar alış-verişte görsün düzenlemesidir. Başbakan, Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen bazı düzenlemeler yapılacağını söylüyor. Burada amaç sorun çözmek değil, milleti oyalamak, kandırmaktır.”

Türkçe’den başka dillerle propaganda yasağı Anayasa’dan çıkarılmıştı, şimdi yasadan da çıkarılacak. Siz düzenleme yapmasanız bile Türkçe dışında propaganda yapıldığını, parti propagandalarının gece yarılarına kadar devam ettirenin de AKP olduğunu hepimiz biliyoruz.

Kendi istediklerini yaptı
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nin zorunlu ders olmaktan çıkarılıp AİHM’nin kararlarına uygun hele getirilmesine de karşı çıkan yine AKP’dir. Devlet, eğer din hizmetlerini yerine getiriyorsa bütün mezhep, inançlara hak ve adil bir şekilde hizmet götürmekle yükümlüdür. Alevi vatandaşlarımızın istekleri hep göz ardı ediliyor.

İşte bunları dikkatlerden kaçırmak için Nevşehir Üniversitesi’nin adının Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi yapılacağı açıklanıyor. “Alevilerin haklarını yerine getiriyorum” diye üniversite adının değiştirilmesi demokratikleşmeyle bağdaşır mı, haklı taleplerini karşılamaya yeter mi?

İşte, “bakın biz her kesime hak veriyoruz” deyip bu görüntüler arasında AKP’nin istekleri yerine getiriliyor. Eş başkanlık, kamuda türban yasağının kaldırılması, seçim sisteminde kendileri için en uygun olan üç modelden birisini çıkartma bunlar arasında öne çıkanlar. Yapılanlar demokrasi getirmek değil, kendi konumunu daha iyi ne sağlayacaksa onları getirmektir.

Yine “Yetmez ama evetçiler” Anayasa oylamasında olduğu gibi ortaya çıkacak, “adamın elinden gelen bu” diyecektir. Bunu söyleyenler Anayasa’dan, toplantılarda dile getirilenlerden de habersiz olmaya devam edecektir…

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > Paketten sonra...

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası