Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Mahkeme heyetinin Can Dündar'dan beklediği neydi? Balbay açıklıyor - 3- 3/9/2013 Mahkeme heyetinin Can Dündar'dan beklediği neydi? Balbay açıklıyor - 3-- Emin ÇÖLAŞAN – Saygı ÖZTÜRK birlikte yazdı -Mustafa Balbay’ın da bulunduğu Sincan 1 no.lu L tipi cezaevinin girişinde Atatürk büstü var. Kaidesinde “Türk esirlik kabul etmeyen bir millettir” yazıyor. Bulunduğumuz cezaevinin içinde ve çevresinde tam 350 kamera var. Cezaevi bahçesinde etrafı tel örgülerle çevrili, çevrili alanın da içinde yine tel örgülerle ayrılmış bölümler dikkatimizi çekiyor. Görevli, “Allah korusun bir yangın olursa mahkumları koğuşlarından odalarından çıkarıp buraya getireceğiz. Burada güvenli bir biçimde tutulmaları için böyle bir yer yapılmış” diyor. Yüksek duvarlara, tel örgülere, nöbet kulelerine bakıyoruz. “Buradan kaçmak imkansız” gibi görünüyor. Mahkumlar arasında öyleleri var ki, adeta düz duvarın üzerinde yürüyormuş gibi tırmandıklarından söz ediyorlar. Ancak, her tarafta kameraların bulunması, hemen hiç “kör nokta” bırakılmaması, dahası nöbetçi kulübeleri, bırakılan köpekler bırakın kaçmayı, insanın böyle bir girişimde bulunmasına bile engel… Ancak bir mafya babasının Kocaeli’den kaçışına hala akıl sır erdirilemediğini de ekleyelim… “TBMM’nin 7 damarı tıkalı” Mustafa Balbay’ın bulunduğu L tipi cezaevinde Ergenekon, Balyoz gibi davaların sanıkları bulunmuyor. MHP Milletvekili Engin Alan da, F-1 cezaevinde. BDP’li 5 milletvekili ise Diyarbakır’da. Prof.Dr. Mahmet Haberal’ın tahliyesiyle cezaevinde 7 milletvekili kaldı. Balbay’a durumunu soruyoruz, şöyle anlatıyor: “Bize başta maaş ve özlük haklarımızı vermediler. Sonra maaşlarımızı ve özlük haklarımızı vermeye başladılar. Bu durum ailelerimizi tahliye olacağımız konusunda umutlandırdı. Şimdi bize deniliyor ki ‘maaşınızı, özlük haklarınızı veriyoruz, siz cezaevinde oturun oturduğunuz yerde.’ Yani TBMM’nin 7 damarı tıkalı. Kendisine dönük suçlamaları hatırlatıyor. “2005 yılına kadar darbeye katıldığım iddia ediliyor. Ben 2005 yılında emekli olmadım ki. Aynı şeyleri televizyonda konuşuyor, gazetede yazıyordum. Yazdıklarımdan 2007 yılına kadar ödüllen kazandım. 2008’den sonra cezalar almaya başladım. Ama hep sağlam durdum. Benim için beraat budur…Yazdığım kitaplardaki Devlete ait bilgiler için 9 yıl, kişilere ait bilgiler için 7 yıl, ne demekse açıklanması istenmeyen bilgileri açıkladığım için 2 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Yani matruşka gibi. Her açışta bir ceza çıkıyor” diyor. “Aramızdan gizli tanık çıkaramadılar” Mustafa Balbay bunları açık görüş yaptığımız odada, kameralar altında belirtiyordu. Kameralar altında Balbay ilginç bir konuya daha giriyor. “Ergenekon” olarak bilinen davanın sanıkları arasında herkesi “satacak” birilerinin çıkmasını “yandaş” olarak nitelenenler çok istiyordu. Böylece “Bakın biz bunların örgüt olduklarını söylememiş miydik” diye böbürleneceklerdi. Balbay bu konuda şunları söylüyor: “Davada, herkesi satacak gizli tanık üretemediler. Özellikle hedef görüldükleri için tutuklananlar arasından gizli tanık çıkartmak için yoğun çabalar oldu. Ancak, bunu başaramadılar. Herkesi satacak birini bulamadılar. İstedikleri olmayınca bunun büyük rahatsızlığını duydular.” O günlerde, “Ergenekon” ile ilgili bilgisi olanların ifadelerine de başvuruluyordu. “Ergenekon” diye bir örgütün adının bile duyulmadığı günlerde Can Dündar ve Celal Kazdağlı, “Ergenekon” kitabını yazmıştı. Mustafa Balbay konuşmasını sürdürüyor: Can Dündar’dan çok şey beklediler “Can Dündar’ın yapacağı açıklamalardan mahkeme heyeti açıkçası çok şeyler bekledi. Ancak, Can Dündar, ‘bizim dediğimiz Ergenekon bu değildi’ deyince büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Ardından Celal Kazdağlı dinlendi. Celal de, bazı şeyler konuştu ama onun sözleride davanın seyrini değiştirecek bir şey değildi. Açıkçası, Can Dündar’ın mahkemede yaptığı açıklamalar birileri için hayal kırıklığı oldu.” Kendi durumunu anlatıyor: “İnanın zerre kadar bir şeyim yok. Temsilcisi olduğum gazetenin tirajını nasıl 10 bin artırırım diye jandarma yetkilileriyle konuşuyorum, bu çabam darbe olarak nitelendiriyor.” “Benim parti için hayalim 1989 ruhu Tutuklu da olsa Balbay, milletvekili faaliyetlerini demir parmaklıkların ardından da sürdürüyor. Mart ayında yapılacak yerel seçimleri konuşuyoruz. İzmir için 30 belediye başkanlığının 30’unu da kazanmak, diğer iller için ise 1989 yılında olduğu gibi illerinden yarısından fazlasında belediye başkanlığını kazanmak hayalinde. Bu nasıl olacak? Tutuklu milletvekili Mustafa Balbay anlatıyor: “CHP’den İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerimiz için çok sayıda aday adayının çıkması, partimizin zenginliğini gösterir. Ben, adaylığı kesinleşen partililerimiz için elimden gelen her şeyi yapacağım. Mektuplar yazacağım, bildiriler göndereceğim. Ancak adaylık yarışı sırasında da içinde bulunduğum koşullar nedeniyle taraf olmayacağım. İzmir’de 30 belediye başkanlığının 30’unu da CHP’nin alması hayalimdir. 1989 yılında SHP 55 il’de belediye başkanlığını kazanmıştı. O zaman ‘yüzde ç70’in altında oy almam’ diyen Bedrettin Dalan’a karşı, Nurettin Sözen başkan seçilmişti. Bugün, CHP’nin daha fazla il’de belediye başkanlığı çıkartmaması için neden yok. 1989’da olanlar bugün de yaşanabilir. Pes etmek yoksa işin içinde mücadeleye devam...” İnfaz koruma memuru, “Mustafa Bey vakit doluyor” dediğinde ayrılık saati gelmişti. Göz taramasından geçip demir kapıların ardına çıktığımızda, Adalet Bakanlığı’nın ring otobüsü gelmişti. İçinde cezaevinde yakınlarını bırakanların göz yaşları vardı… BİTTİ ----- Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Mahkeme heyetinin Can Dündar'dan beklediği neydi? Balbay açıklıyor - 3- Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |