Direne direne özgürleşilir

Türkiye ayakta… Hükümetin “ben yaptım oldu” anlayışına, toplumun her kesiminde biriken öfke patlamaya başladı. Kimisi sokakta, gaza, tazyikli suya, gaz bombalarına karşı inadına direniyor. Kimisi bu öfke seline destek olmak için evine bayrak asmış, “yanındayız” mesajı veriliyor.

Bu öfke yalnız Gezi Parkı’na AVM yapma öfkesi değil son dönemlerde çıkarılan yasalara, Başbakan’ın toplumu geren konuşmalarına karşı bir tepkidir. “Her şeyin doğrusunu ben bilirim, ben yaparım” anlayışına, basının susturulmasına, toplumun her kesiminin üzerindeki baskılara bir tepkidir.

İstanbul’da halka insafsızca saldırının emrini siz valinin, emniyet müdürünün verdiğini sanmayınız. “Dağıtın” emrini doğrudan Başbakan’ın verdiği bilinir. Yoksa bir bürokratın halka karşı bu kadar sert hareket etmesi beklenemez.

AKP hükümeti döneminde eğitimi dinselleştirme önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer döneminde başladı. Tüm okulları imam hatibe çevirme operasyonu tuttu. Buna göre giyim-kuşam olması da gerekiyor. O yüzden çember sakallı olarak derse giren öğretmenler gibi türbanlı kadın öğretmenler de çoğaldı. Onlar da öğrencilerine de “türbanlı” gelmelerini öneriyorlar. Devleti yönetenlerin eşlerinin giyimlerini de örnek gösteriyorlar. Açıkçası okullarda Kılık Kıyafet Yönetmeliği uygulamadan kaldırıldı. Bunu da “sivil itaatsizlik” adı altında yapıyorlar. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise “aman beni karıştırmayın” deyip Milli Eğitim Bakanı olduğunu unutuyor ve kendisini hâlâ o bakanlıkta müşaviri gibi görüyor.

AKP’li bakanlar içinde eğitimi en sorunsuz olarak Hüseyin Çelik’in götürdüğünü söyleyebiliriz. Ancak “her şeyi en iyi ben bilirim” anlayışında olan Ömer Dinçer, kısa bakanlığı döneminde eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale sokup gitti. Çoğu eğitim konularından uzak bürokratları ise hâlâ iş başında…

Öğrencileri ve öğretmenleri böldüler

AKP’ye yakınlığı ile bilinen öğretmen sendikalarının itaatsizlik eylemi okullarda yeni bir kaos yarattı. Türbanlı, çember sakallı, kravatsız öğretmenler derse giriyor. Yöneticiler başlarının derde girmemesi için bu duruma sessiz kalıyor. Bunları uyardığı zaman, türbanlısı, çember sakallısı, kravatsızı hemen ilgili yerlere başvurup kendilerine baskı yapıldığını iddia edip yöneticileri hakkında şikayetçi oluyor.

AKP, öğretmenleri de, öğrencileri de birbirine düşürdü. Madem öğretmenin çember sakallı, kadınların türbanlı olarak derslere girmesini istiyorsunuz o zaman yönetmeliği değiştirirsiniz. Ne yönetmeliği değiştiriyorlar, ne de yönetmelik hükümlerini uyguluyorlar. Böylesi de AKP döneminde yaşanıyor.

Eğitimin başına imam hatipli müsteşar

Ömer Dinçer, eğitimle uzaktan-yakından ilgisi olmayanları Milli Eğitim Bakanlığı’nda önemli görevlere getirmişti. Emin Zararsız müsteşarlık görevinden alındı. Yerine imam hatip kökenli doçent Yusuf Tekin getirildi. Bürokrasi deneyiminin olmaması bürokratların işini hayli zorlaştıracak.

Talim ve Terbiye Kurulu’nun Başkanlığı’na Dinçer, okul arkadaşı Emin Karip’i getirmişti. Karip de başkanlığı daha ileriye götürmeyi bırakın, başkanlığın içini boşalttı, hafızasını sildi. Şimdi “yandaş” ve arkadaşlarını doldurmakla meşgul. Eğitimin en yüksek danışma ve karar organı bugün sıradan bir başkanlık haline dönüştürüldü. Her konuda tereddütlü davrandığı için karar bile çıkartamıyor. Kendilerine verilen en büyük görev ise “Daha önce tarihimizi yanlış öğretiyormuşuz” denilip yeni tarih kitapları yazdırmak ve milleti bu yalanlara inandırmak olacak… Artık bu oyuna gelmezsiniz herhalde?

Ömer Dinçer’in arkadaşı diye getirilen müsteşar yardımcısı daha ne kadar bu bakanlıkta oturacak. Bakanlığın hemen her biriminin başına imam hatip kökenli bürokratların getirilmesi ne zaman son bulacak? Belli ki bunlar Bakan Nabi Avcı’yı da aşıyor.

8 yıldır aynı yerde çalışan Milli Eğitim şube müdürlerinin beklediği yönetmelik bir türlü Bakan Nabi Avcı’nın onayından geçmiyor. Bakan neyi bekliyor? Bu ay içinde beklenen bazı yönetmelikler yürürlüğe konulmaması halinde bir yıl daha herkes aynı yerinde kalmak zorunda bırakılacak.

Öğretmenleri yeni sorunlar bekliyor

Yönetmeliklere aykırı olarak 15 Mayıs’ta yayımlanan genelge, dönüşen (ilkokul/ortaokul) öğretmenlerinin zaten olmayan huzurunu, çalışma barışını iyice kaçıracak, kaosa neden olacak gibi gözüküyor. Alt yapısı kurulmadan, okulların ayrılması esasını getiren bu yönetmelikle, onbinlerce öğretmen “norm fazlası”na çıkacak.

Öğretmen sendikaları içinde Eğitim-İş, dik duruşunu, olaylara gerçekçi bakışını her zaman ortaya koyuyor ve yılmadan mücadelesini sürdürüyor.

Öğretmenler, eğitimi çıkmaza doğru sürükleyenlere karşı sessiz kalırsa, sendikasının arkasında durmazsa kaybedecekleri daha çok şeyleri olacaktır. Gaza, tazyikli suya, gaz bombasına direne direne bu toplum ancak özgürleşecektir.
----

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > Direne direne özgürleşilir

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası