Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Terörle mücadeleyi 27 yıldır öğrenemedik
21/8/2011

Terörle mücadeleyi 27 yıldır öğrenemedik

PKK’nın silahlı eylemleri başlattığı 1984 yılından bu yana asker, polis, korucu, öğretmen, imam olmak üzere 7 bin insanımız şehit oldu. 5 bin vatandaşımız terör örgütü tarafından katledildi. 29 bin terörist etkisiz hale getirildi. Türkiye hala terörle nasıl mücadele edeceğini bilmiyor. Şimdiki tartışma da mücadelenin polisle mi, yoksa askerle mi yapılması konusundaki kararsızlık.


Komutanlar umutsuz
Terörün en azgın döneminde terörle mücadelede görev almış komutanlar, bugün gelinen durumu hiç beğenmiyor. Arazi arama-tarama çalışması durduğu için teröristlerin karakol ve lojmanlara saldırdığını belirtiyorlar. Kandil’e yapılan hava saldırısını gecikmiş bir karar olarak görüyorlar, sınır ötesi harekat yapılmadan örgüte önemli darbe indirilemeyeceğini söylüyorlar. Bölgeye atanan komutanlar konusunda da eleştiriler yapılıyor.

Terörün yaygın olduğu dönemde görev yapmış, emekliye ayrılmış komutanlar bir araya gelince, terörle mücadelenin bugünkü yöntemini hiç beğenmiyor, dahası bu gidişle terörün önlenmesi şöyle dursun, olayların giderek tırmanacağı görüşünde.

Bunlardan ikisiyle konuştuğumda, ortak noktaları, “İlk yıllar terörle mücadelede bocaladık. Terör örgütüne katılımlar de çığ gibiydi. Ancak öyle bir inancımız vardı ki, arkadaşlarımız şehit oldukça daha keskinleştik, daha çok çaba gösterdik. Terörü bitirmeye kararlıydık. Bitirileceğine de inanıyorduk. Kucağımızda, silah arkadaşlarımızı şehit verdik. Ayrıca, çok iyi de komutanlar atanıyordu. Bugün, durum çok farklı. Bölgeye daha çok kurmaylar atanıyor. Ömrü karargahta geçmiş olanlar, albay olunca illere alay komutanı olarak atanıyor, general olunca tabur komutanı oluyor. Terörle mücadele tecrübeleri yok. Bugünkü sıkıntıların başında bu geliyor” oldu.

“Mayıncılar” daha çok kentlerde
Söyledikleri bununla sınırlı değildi. Bugün görev yapan askerde moralsizlik ve yılgınlık olduğunu belirtiyorlar. Bir taraftan tutuklamalar, bir yanda hemen her çatışmanın ardından kendilerini C.Savcısının karşılarında bulmaları ve kendilerine “suçlu” gibi bakılması da onların üzüntü kaynağı. Eskiden bu kadar yaygın bir biçimde mayınlı saldırılar yapılmazken, örgüt, mayınlı eylemler konusunda hayli mesafe aldı.

Örgütün içinde “mayıncılar” diye bilinen bir grup var. Bunların sayısı 50-60 civarında. Bu teröristlerin görevi, fırsat buldukça mayınlı eylemler yapmak. Kullandıkları Japon malı “yasu” marka telsiz, hem mesajlaşma hem de telefon özelliği taşıyor. Yani uzaktan kumanda işlevi de gören telsiz, teröristlerin her şeyi.

PKK’nın “mayıncıları” mevcut teröristler tarafından da çok tanınan kişiler değil. Bunlar, bugün köylerde, ilçe ve illerde normal hayat sürüyor. Kendilerine “mayınlı eylem” talimatı geldiğinde harekete geçiyor.

Bazı ihbarları teröristler yapar
PKK’nın mayınları patlıyor ama bir de patlatılmadan ortaya çıkarılanlar var. Askeri yetkililerden aldığım bilgiye göre, teröristlerin yerleştirdiği mayınların yüzde 70’i de etkisiz hale getiriliyor. Bir yerde olay meydana geldiğinde, genelde askerin geçiş noktalarına mutlaka mayın döşeniyor. Dolayısıyla örgüt, daha fazla kayıp verdirmek istiyor.

Bazen “Asker niçin geç gitti?” diye televizyonda hesap soranlar oluyor. Onlar, askere kurulmuş tuzaklardan habersiz. Hatta, bir çok ihbarın teröristler tarafından yapıldığını da bilmezler. Böylece, asker ihbar olan yere gidecek, yolda pusuya düşürülecek.

Böyle bir olayı yine bir gaziden dinlemiştim. Asker, teröristlerin olduğu iddia edilen yere doğru hareket ediyor. Pusuya düşürülüyor. 28 kişiden 18’i şehit ediliyor. O olayın gazisi “Silahlarımızı, sırt çantalarımızı da yüklenip gidiyorlardı. Ben yaralı olarak ayağa kalktım. Ellerinde arkadaşlarımızdan aldıkları silahlar bulunan iki teröristten birisi, “şunu da gebertelim” dediğini duydum. Diğer terörist, “Boşver; yaralı zaten. Geberir” diyordu. O, astsubay bugün hala hayattı…

Asker-polis ayrımı yapmayın
13 askerimizin Silvan kırsalında şehit edilmesinden sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelede yeni düzenlemeye gidileceğini belirtip, özel harekat polislerinin devreye gireceğini söylemişti. 9 yıl, özel harekat polislerini yetiştirmemek, operasyonlara hazırlamak için bir adım atmayacak, 13 askerimizin şehit edilmesinden sonra bu timleri hatırlayacaksınız…

Bugün bazı yazarlar, polis özel harekat timlerinin terörü bitireceğine inanıyor. Terörle mücadelede polis-asker ayrımı yapmaktan, onları birbirlerine rakipmiş gibi gösterme alışkanlığından vazgeçilmeli. 6 aylık bir eğitimle polis özel harekat timlerini yetiştiren Devlet, örneğin Jandarma’nın, Jandarma Özel Harekat (JÖH) timlerinden ve onların nasıl yetiştirildiğinden haberi yok mu? Sanıyorum “Efeler” timlerinin belki de adını bile duymamışlardır…

Mücadelede hep geriye gidiş var
Valiler izin vermedikçe asker kışlasından çıkamaz. Eskiden olduğu gibi askeri karakoluna, kışlasına hapsettiler. Bazılarını da Heasdal’a… Asker karakolunu, kışlasını korumakla terörün terörün üstesinden gelebilir mi?

Açıkçası arazi arama-taraması azaldı. Şimdi teröristlerin hedefi karakollar, lojmanlar. Siz gitmez, teröristi dağda, mağara aramazsanız, onlar sizin karakolunuzu, lojmanlarınızı hedef alır. Sabaha kadar sizi dışarıya çıkamaz hale getirir.

Örgütün, silahlı terörü başlatmasının üzerinden 27 yıl geçti. Ancak, Türkiye hala terörle nasıl mücadele edileceğini öğrenememiş olacak ki, yeni arayışlar içinde. Ama bu arayışlar hep yıllar önce uygulanmış, geriye gidişle ilgili oluyor. Hala “askerle mi,polisle mi operasyon yapılsın”ı tartışıyoruz… Ayıp beyler ayıp… Polisle de, askerle de, Devletin diğer birimleriyle de bu mücadelenin topyekûn sürdürülmesi gerektiğini öğrenemediniz mi?

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Terörle mücadeleyi 27 yıldır öğrenemedik

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları