Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Devletin zirvesinin tam kadro katıldığı Melisa'nın cenazesinde ailesi neler yaşadı?
27/8/2012

Devletin zirvesinin tam kadro katıldığı Melisa'nın cenazesinde ailesi neler yaşadı?

Gaziantep’te yaşanan kanlı terör saldırısı sonucu 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onlar arasında “bebek”ler de vardı. Böyle bir cenaze töreninde birlik ve bütünlüğümüzü göstermek adına Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, ana muhalefet ve BDP dışındaki muhalefet partisi liderleri de katıldı. Bakan Fatma Şahin’in annesi de aynı gün vefat etmiş ve böylece “devlet ricali” hem terörde hayatını kaybedenler, hem de Fatma Şahin’in annesinin cenaze törenine katılarak iki görevi bir arada yerine getirmişti.



CHP’nin vali kökenli Gaziantep Milletvektili Ali Serindağ, ilinin sorunlarıyla yakından ilgili. Bombalı saldırıda hayatlarını kaybedenlerin ailelerini ziyaret ettikten sonra bilmediğimiz önemli bir ayrıntıyı anlattı. Gösterişli cenaze töreninin yapıldığı saatte, siz Almira için annesi, babası için üzülürken neler yaşandığını bir bilseniz asıl ona ağlarsınız…

Cenaze için sizleri almaya otobüsler gelecek
CHP milletvekilinden dinlediğim acı olayı, Onur Fikret Aker’in dayısı Abdullah Kılıç’a, Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Metin Güçyetmez’e sordum. Onunla yetinmeyip, taziye evinde bulunan Aker ailesinin yakınları olan bir hanımla telefonla konuştum. Cenaze sahipleri kendilerine o gün yaşatılanlara isyan ediyordu. En iyisi Abdullah Kılıç’dan o gün, o cenaze töreninde yaşadıklarını dinleyelim:

“4 canımızı kaybettik. Askerden 15 2günlüğüne izinli gelen Onur Fikret Aker, eşi Duygu Aker, kızları Almina Aker, teyze çocukları Sevgi Gülperi İnanç (Gülperi’nin cenazesi Adana’ya gönderildi) terör saldırısı sonucu hayatını kaybettiğinde tarifsiz acılar içindeydik.

Onur, Duygu ve Almina Asri mezarlıkta, Sevgi ise Adana’ya götürülüp orada toprağa verilecekti. Ben, sabah mezar yerlerinin hazırlanıp hazırlanmadığını yerinde görmek için mezarlığa gittim. Bana, mezarlık müdürlüğündekiler, yakınlarımızın cenazeye katılabilmeleri için 15 otobüs tahsis edildiğini, otobüslerin cenaze evine gelip bizleri alıp camiye, oradan da mezarlığa getireceğini söyledi. Ben, 15 otobüse gerek olmadığını, 3-4 otobüsün yeterli olacağını söyledim ve mezar yerlerini gördükten sonra eve döndüm.

Bekle bekle otobüs yok
Cenaze namazı için vakit daralıyordu. Ancak, bırakın 15 otobüsü bir otobüs bile gelmiyordu. Beni bazı yerleri aradım ancak bir sonuç alamadım. Bunun üzerine bizi hiç yalnız bırakmayan mahallemiz muhtarı Metin Güçyetmez telefonla önce Şehitkamil belediyesini aradı. Onlara otobüs gönderilmesiyle ilgili bir talimat verilmediği, zaten o kadar araçlarının da olmadığı söylendi. Ardından Büyükşehir belediyesini aradı. Onlar da, cenaze için otobüs tahsis edilmesi konusunda bilgilerinin olmadığını, zaten otobüslerin çoğunun da polise tahsis edildiğini, güvenlik önlemleri için bu otobüslerin polisin emrine verildiği ve kendi başımızın çaresine bakmamız söylendi. Muhtarın çırpınışları, gayretleri de otobüs getirmeye yetmedi.

Başımızın çaresine bakmaktan başka bir şeyimiz kalmamıştı. Mithatpaşa mahallesindeki evimizde biriken yüzlerce kişi ile birlikte cenaze namazının kılınacagı Nakipoğlu Camiine doğru 42 dereceyi bulan sıcakta yürüyerek gitmeye başladık.

Cenazemiz için içeriye giremiyoruz
Nakipoğlu camiine yaklaştığımızda karşılaştığımız olay üzüntümüzü daha da artırdı. Cenaze töreni başlamış ama ben, akrabalarım, yakınlarımız cenaze törenine giremiyorduk. Kendimizi anlatıyor, “cenaze sahibiyiz” diyoruz ama dinleyen yoktu.

Kapıların hepsi kapatılmıştı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan orada olduğu için vatandaı almıyorlardı. Cenaze sahibi olduğumu söylememe rağmen, “yasak giremezsiniz’ deniyordu. O sırada cenazemize daha önce gelen vali yardımçıbı ve adli tıp işlemleri sırasında bize yardımcı olan görevli ‘cenaze sahibidir’ dediler ama onların demelerine rağmen ben yine giremedim. Hatta öyle bir durum oldu ki vali yardımcısı, ‘ben vali yardımcısıyım’ demesine rağmen cenazeye önce alınmadı, bağırıp-çağırmalardan sonra ancak içeriye Şahinbey kaymakamı ile birlikte girebildi.

Cenazeye ne ben, ne de yakınlarımız giremiyorduk. 17 yaşındaki oğlum Hanifi Emre Kılıç cenazeye girmek isteyince, polisler silahın dipçiğini göğsüne dayadılar ve oradan göndermek istediler. Olanları gören Şahinbey Kaymakamın şoförü Yılmaz Bey, beni kapıdan içeriye almayan görevlilere ‘bu adamın 4 tane şehidi var. O şehit dayısı. Törene girmesi lazım’ diye çıkışından sonra benim girmeme izin verdiler. Girdiğimde, şehitlerin isimleri okunuyordu. Ben gelebilmiştim ama akrabalarımız, bizimle birlikte evden yürüyerek gelen herkes dışarıda kalmıştı.

Cenaze arabasına bile yaklaştırılmadım
Orada yaşananları görünce Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanları şehitler için değil, aynı camide cenaze namazı kılınan Bakan Fatma Şahin’in annesinin cenazesi için gelmişlerdi. Tören aslında onun için yapıldı, bizimkileriniz de aradan çıkardılar. Bizim şehitlerimiz de gelişlerinin bahanesi oldu.

Cenaze arabasına doğru gitmek istediğimde yine izin vermediler. Sebep, ‘cumhurbaşkanı, başbakan geçiyor’ denildi. Artık tepem iyice atmıştı. ‘başbakanın, cumhurbaşkanının kanı benim 4 tane şehidimin kanından daha kırmızıysa bırakmayın’ diye bağırdım. İsmini hatırlayamadığım ancak olaydan sonra hep acımızı paylaşan yarbay araya girdi beni ve orada bulunan bizimle mezarlığa gelmek isteyenleri askeri minibüse bindirdi ve hep birlikte mezarlığa gittik. Tabii bu arada bacılar, kardeşler, yeğenler, acımızı paylaşmak için gelen hısım-akraba ve dostlarımız yürüyerek mezarlığa gitmeye başladılar.

40 yaş altında olanları almadılar
Mezarlığa yaya olarak gidildi. Mezarlık kapısında da bir gariplik daha yaşadık. 40 yaş altında olanlar mezarlığa almadılar. İçeriye alınmayanlar ancak dağıldıktan sonra cenazeler toprağa verildi. Tam anlamıyla bir sıkıyönetim uygulandı. Millet, şehitlerimiz için anlı-şanlı tören düzenlendiğini sanıyor. Keşke hiç tören düzenlemeselerdi de kendi cenazemizi acımızı yaşayarak kendimiz kaldırsaydık. Hiç değilse, cenaze namazını kılabilecek, toprağa verebilecektik. Bunu bile yapamadık.

Çok üzgünüz. Derdimizi anlatabilmek için bağırıp-çağırmaktan sesim kısıldı. Kolay kolay ağlamam, ağlamasını bilmem. Ama, bize şu yaşatılanlardan sonra isyan ediyorum, ağlıyorum.”

Bir kadın, dayı Abdullah Kılıç’ın isyanına katılıyor, “çocuklarımızın cenazesine gidemedik. Otobüslere kıran mı girdi de bize bunu yaşattılar…

İşte, öyküsünü bildiğimiz askerin, eşinin, teyze kızının ve de küçük Almira’nın, terör kurbanı olduktan sonra ki öyküleri de böyleydi… Siz bunları hiç duydunuz mu? Merak ediyorsanız dayı Abdullah Kılıç’a hem başsağlığı dilemek, hem de acısını paylaşmak için 0536-8775551’i arayın…

Vali: Ailesi katıldı
Dün, Gaziantep valisi Erdal Ata ile konuştum. Vali, şehitlerin ailerinin cenazeye katıldığını, kendilerine başsağlığı dileğinde bulunulduğunu belirtti ve belki ailesinden katılamayanlar olabileceğini ifade etti.

Bu yazının yayından sonra, bir Emniyet mensubu dayı Kılıç'ın yanına gitti, gazetedeki sözlerinin kendisine ait olup olmadığını sordu. Tutanağa şöyle geçti: Gazetede yer alan sözler tamamen bana aittir, eksiği var fazlası yok" oldu.
-------------

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Devletin zirvesinin tam kadro katıldığı Melisa'nın cenazesinde ailesi neler yaşadı?

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları