Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > 28 şubat Genelkurmay brifingine katılan iki yargı mensubu Saygı Öztürk'e konuştu
29/4/2012

28 şubat Genelkurmay brifingine katılan iki yargı mensubu Saygı Öztürk'e konuştu

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülen “28 şubat soruşturması” kapsamında hakkında soruşturma başlatılacağı hükümete yakın yayın organlarında sıkça gündeme getirilen dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, “Genelkurmay Başkanı Karadayı, yardımcısı Çevik Bir dahil bir tek askeri yetkili değil ‘Vural Savaş’ın Refah Partisi’nin kapatılması için dava açacağını biliyorduk, tahmin ediyorduk’ desinler, yalan bile olsa ben kendimi dünyanın en aşağılık insanı ilan edeceğim” dedi.



Döneme ilişkin bazı gerçeklerin farklı bir biçimde yansıtıldığına dikkat çeken Vural Savaş, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:

RP ile ilgili gerçekler
“Refah Partisi’yle (RP) ile ilgili açtığım dava ile ilgili her işlemim ve kullandığım tabirler Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından incelenmiş ve oybirliğiyle yaptığım işlemlerin ve kullandığım tabirlerin dosya içeriğine uygun olduğu kabul edildiği gibi, RP’nin kapatılması için açtığım da Anayasa Mahkemesi’nde 2’ye karşı 9 oyla kararlaştırıldı. Bu konuda RP’nin yaptığı başvuruyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürdüler. AİHM’de 1’e karşı büyük bir oy çokluğuyla istemi reddedip haklılığımızı tescilledi. Daha sonraki davalarda da RP’nin kapatma davasına atıf yapmış ve böylece RP’yi kapatma davası örnek alınacak bir Avrupa içtihadı haline geldi.

RP’yi kapatma davasının haklılığını ve Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararını AİHM’de savunan kişi ise AKP’nin en önem verdiği, kendisine Anayasa taslağı hazırlatılan Anayasa hukukçusu Prof.Dr. Ergun Özbudun’dur.

Beni Genelkurmay’dan aradılar

RP’nin kapatılmasına ilişkin iddianamede, gazete kupürleri ve Batı Çalışma Grubunu’nun (BÇG) belgelerini kullandığım iddia ediliyor. Bunlar da yalan. RP’nin kapatma davasına ilişkin iddianamemde bir tek gazete kupürüne yer verilmemiştir. BÇG belgelerini kullandığım ise tamamen yalandır. Aksine, RP’nin kapatma davasını açtığım 22 Mayıs 1997’de tarihinden bir gün sonra Genelkurmay Başkanlığı’ndan ismini hatırlayamadığım bir paşamız bana telefon etti, ‘Vural Bey, bizim elimizde de belgeler vardı. Keşke bizim de haberimiz olsaydı’ dedi. Ben de ‘Dava açıyorum, elinde belgesi olan getirsin diye ilan mı verecektim’ dedim.

Kısa süre sonra, Genelkurmay’dan BÇG’nin belgeleri olduğu iddia edilen bir yığın belge geldi. Açılan bir davaya ilişkin olduğu için hepsini Anayasa Mahkemesi’ne gönderdim. Davanın açıldığı tarih belli, Genelkurmay’dan gelen belgelerin Anayasa Mahkemesi’ne çok sonra gönderildiği belli.

Evet, brifinge katıldım
Ben 22 Mayıs 1997’de RP’nin kapatılma davasını açtım. Son dönemde televizyonlarda hemen her gün gündeme getirilen ‘yargıya brifing’ ise 10 Haziran 1997’de yapıldı. Brifing tarihinden 15 gün öncesine kadar ben Çin’deydim. Brifingin yapılacağı gün Çin’den döndüm ve o brifinge katıldım. Ancak hatırladığım kadarıyla dönemin Sayıştay Başkanı Vecdi Gönül dahil üst düzey yargı mensuplarının hemen hepsi bu brifingeydi. Görülmekte olan RP kapatma davası olduğu için Anayasa Mahkemesi üyeleri katılmasa daha iyi olurdu.

Kendimi ‘en aşağılık insan’ ilan edeceğim
Şunu iddia ediyorum: O dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, yardımcısı Orgeneral Çevik Bir dahil bir tek askeri yetkili değil ‘Vural Savaş’ın RP’nin kapatılması için dava açacağını biliyorduk’ desinler, yalan bile olsa ben kendimi dünyanın en aşağılık insanı ilan edeceğim. İnanın, davayı açtığım 27 Mayıs 1997’den birkaç gün öncesine kadar o tarihte dava açacağımı ben dahi bilmiyordum. RP hakkındaki iki soruşturma, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından engellendiği yazılı olarak bildirilince, 8 klasör olan söz konusu partiyle ilgili dokümanları evime götürüp iddianameyi yazmaya başladım. ‘Anılarım’ adlı eserimde bunu ayrıntılı olarak anlattım.

Askeri darbe olabilirdi
28 şubat sürecinde Süleyman Demirel gibi tecrübeli bir cumhurbaşkanı, İsmail Hakkı Karadayı gibi sorunun askeri müdahalelerle çözülmesini istemediğini bildiğim bir genelkurmay başkanı, benim gibi hukukun gereğini cesaretle yapacak bir başsavcı olmasaydı, ABD güdümünde bir askeri darbe olabilirdi. Demirel’in bana söylediklerini günü gününe yazdım.
O süreçte görevde bulunan bazı üst düzey komutanların basına yansıyan açıklamalarında ‘Biz nizamiyenin kapısından döndük’ deniliyor. Onları nizamiyenin kapısından Erbakan mı veya başka siyasiler mi döndürdü? Bu soruya verilecek doğru cevap Demirel’in tespitinin ne kadar haklı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. .

Karşı devrim sürecine girildiğini gösterir
“Onursal Yargıtay C.Başsavcısı’nın yargılanması gerekiyorsa yargılanacağı yer Anayasa Mahkemesi’dir. Tüm bu hususlar ortadayken, görevimden dolayı yaptığım işlemler ve açtığım kapatma davası hakkında yetkili olmadığı halde özel yetkili bir savcının soruşturma yapmaya kalkışması ancak iddia edildiği gibi bir karşı devrim sürecine girdiğimizin kanıtlarından birisi olabilir.”

MGK kararına karşı pompalı itirazı
28 Şubat kararlarından önce pompalı silahlard Yargıtay tarafından “suç aleti” olarak kabul edilmiyordu. MGK kararında, pompalı silahların ruhsata bağlanması önerilmişti. Söz konusu kararlardan sonra Yargıtay 8. Ceza Dairesi, pompalı tüfek bulundurmayı suç kabul eden bir karar verdi. Ben, ‘28 Şubat kararları kanun değildir, kanun değişikliği olmadan pompalı tüfek bulundurmanın suç haline getirilmesinin yasal olmadığına’ ilişkin ceza genel kuruluna itiraz ettim. İtirazım kabul edildi.
------------
Brifinge katıldığı için eleştirilen Özden SÖZCÜ’ye konuştu:

Bugün olsun, o brifinge yine giderim

28 Şubat döneminde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yargı mensuplarına verilen brifinge katılanlar, hükümete yakın yayın organları tarafından hedef gösteriliyor. Bunlar arasında dönemin Anayayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de bulunuyor. Özden, “Bugün olsun, o brifinge yine giderdim. Gittiğim için hiçbir zaman pişmanlık duymuş değilim. Memlekette olup bitenler konusunda Devlet arşivinde olan konularla ilgili bilgilendirilmiştik. Bunda ne sakınca var?” dedi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın verdiği brifinge “28 Şubat brifingi” denilmesinin, sonraki olayları amaçlı bir biçimde saptırarak 28 Şubat’ı sömürmeye dönük olduğunu öne süren Yekta Güngör Özden, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:

Genelkurmay’dan telefon
Refah partisi (RP) hakkında hiç ummadığınız bir zamanda, hiçbir ön bilgimiz olmayan kapatma davası Mayıs ayında açıldı. Haziran ayı ortalarına doğru, Genelkurmay Başkanlığı’dan gelen telefonda, yargı mensupları için ‘bilgilendirme toplantısı’ yapılacağı söylendi. Brifingin içeriğini sorduğumda, ‘filmlerle ülkedeki duruma ilişkin ayrıntı verileceği’ belirtildi.
Sezer brifinge katılmadı
Genelkurmay’ın brifing davetini ben de Anayasa Mahkemesi üyelerine söyledi. Onlara, ‘bu brifinge isteyen gelir. İsteyen gelmez’ dedim. Çoğunluğu gelmekle birlikte gelmeyenler de oldu. Örneğin, Ahmet Necdet Sezer (Daha sonra 10. Cumhurbaşkanı oldu) yoktu. Brifing için kimseden bir itiraz da gelmedi.

‘Silah kullanacağız’ denilmedi
Toplantının başında ve sonunda bir korgeneral konuştuğunu hatırlıyorum. Başında, neden toplantı yapıldığını belirtip görüntülerin izleneceğini, sonunda da toplantıya katıldığımız için teşekkür edildi. Bize ülkedeki anarşik olayların filmleri gösterildi. İrticai faaliyetler ve bunlarla ilgili görüntüleri izledik. Orada gerek iktidar partisi ya da herhangi bir siyasi parti için olumsuz sözler söylenmediği gibi ‘gerekirse silah kullanacağız’ gibi bir söz de kesinlikle edilmedi.
10 dakika alkışlama durumu yok
Korgeneralin, ‘katıldığınız için bizlere teşekkür etti’ eden sözlerinden sonra kendisini alkışladık. Basında iddia edildiği gibi ayağa kalkıp 8-10 dakika alkışlamak gibi bir durum olmadı.
Bu toplantıda, 28 şubat kararlarından Anayasa Mahkemesine açılan RP’nin kapatma davasından asla söz edilmedi. Oraya katılanlar, brifing etkisiyle kanılarını değiştirecek ya da başka türlü bier zaafa düşecek insanlar değillerdir. Yararlanma olsa bile duygularını kararlarına yansıtacak kimseler yargıç olamazlar. Bir vatandaş olarak edindiklerimizi, kendi eleştirilerimiz ve değerlendirme hakkımız saklı kalarak belleğimize geçirilir.

Gitmek niçin suç olsun?
Bizi davet eden Genelkurmay Başkanlığı. Devletimizin en önemli organlarından birisi. Üstelik gidip gitmeme sizin isteğinize bağlı. Çocuk değiliz ki birisi elimizden tutup götürsün. Genelkurmay’a gidişin ne sakıncası va? Yasalarda böyle bir suç öngörülmüş mü? Kendileri brifing almıyorlar mı? Bu tür toplantılara hiç katılmadılar mı? Kararlarını o toplantılara göre mi verdiler?
Hepsi Devletin arşivinde
Şunu çok açık yüreklilikle söylüyorum, bugün aynı durum olsa yine giderim. Gittiğim için pişmanlık duymuş değilim. Tersine bilgilendim. Gidemediğim, göremediğim yerleri ve tanımadığım kişilerle ilgili bizzat eylemleri gördüm. Değişik yörelerdeki irtica kalkışmaları, olaylarıyla izlettirdiler. Bunlar zaten Devletin arşivinde. “


Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > 28 şubat Genelkurmay brifingine katılan iki yargı mensubu Saygı Öztürk'e konuştu

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları