Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Dursun Çiçek Saygı Öztürk'e konuştu: İçerisi cehennem, dışarısı daha da beter
19/3/2012

Dursun Çiçek Saygı Öztürk'e konuştu: İçerisi cehennem, dışarısı daha da beter

Dursun Çiçek, Denizci Albay olarak 30 Nisan 2010 tarihinde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” soruşturması kapsamında Hasdal Askeri Cezaevine girdi. Aynı dönemde, “Balyoz Davası”ndan da tutuklandı. Geçen yılın Ağustos ayında kadrosuzluktan emekliye sevk edildi. Askeri cezaevinden bu kez Silivri Cezaevine gönderildi. Şu anda hem “Ergenekon”, hem de “Balyoz” davalarından yargılanıyor.



Kanser olan annesini son defa görebilmek için mahkemeye dilekçeler verdi. Yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle isteği yerine getirilemedi. CHP’nin tutuklu milletvekili Mehmet Haberal’ın da beklediği yasa bir türlü TBMM’den çıkarılamadı. Dursun Çiçek’in annesi vefat etti. Anne, oğlunu hep “yurtdışı görevde” biliyordu. Çiçek, annesinin cenazesine katılabilmek için izinli çıktığında, tutukluluğunun üzerinden tam 690 gün geçmişti.

“Altın kafes olsa ne olacak”
Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin aynı kefeye konulmasına karşı olan Dursun Çiçek, “Cezaevi koşullarınız nasıl” sorusuna “cezaevi altın kafes olsa ne olacak. Cezaevi cezaevidir” diyor. Silivri cezaevi personeliyle bir sorunları olmadığını, onların sorunlarının çözümüne olumlu baktıklarını ktaydeden Çiçek şunları söyledi:

“Bakanlığın Silivri’ye bakışı çok önemli. Tutuklu ve hükümlüleri aynı kefeye koyuyorlar. Bu insan haklarına da, masumiyet karinesine de aykırıdır. Avukatınızla görüşmeniz kısıtlanıyor, ailenizle görüşmeniz kısıtlı. Duyarlı kapılardan bin bir denetimden geçiriliyorlar. Bizler de aynı şeyleri yaşıyoruz. Asker olarak zor koşullara alışık olduğumuz için yaşadıklarımızı mesele yapmıyor, her şeyi içimize atıyoruz.”

Başbuğ Paşa’ya soracaklarımız var
Önümüzdeki Perşembe günü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da mahkemeye çıkacak ve savunmasını yapacak. Albay Çiçek, şunları söyledi:
“ Demokratik bir ülkede, Genelkurmay Başkanının ‘terör örgütü kurmak ve yönetmekle’ suçlanması diye bir şey olamaz. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay 2. başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı yapmış, MGK toplantılarına iki yıl katılmış olan bir kişiye böyle suçlamalar yapılması anlaşılır şey değil.
Bu, hukuk düzenimizin geldiği noktayı göstermesi açısından son derece önemlidir. Duruşmada, komutanımıza bizlerin de yönelteceği sorular olacaktır. Askeri mahkemelerin bakması gereken davalara niçin özel yetkili mahkemelerin bakmasına o dönemde izin verdiğini, askeri hakimlerin, savcıların tutuklatılarak korkutulması, şahit olduğu önemli olaylar, Işık Koşener paşamızın istifasına yol açan benzer olaylardan kendisinin neleri yaşadığını anlatmasını isteyeceğiz. Bunun için herkesin hazırlıkları var”

“Cezaevinde Ülkemizi konuşuyoruz”
Ülke yönetimine hakim olan düşüncenin haktan, adaletten yoksun olduğunu, yasama gücünün kullanıldığını öne süren Çiçek, “Yaşanan tüm olayların hukuki, vicdani ve siyasi sorumlusu olarak hükümeti görüyorum. Cezaevinde de ülkemizin sorunlarını, hukuksuzlukları, haksızlıkları, yaşadığımız ıstırapları konuşuyor, verdiğimiz mücadelenin sonucunda bizim yaşadığımız haksızların çocuklarımızın yaşamamasını diliyoruz. Hemen herkes bir davanın tutuklusu olarak haksızlıkları yaşarken, ben iki davanın birden tutuklusu olarak acıları, sıkıntıları iki kat yaşıyorum” dedi.

Davalarda “yolun sonuna gelindiğini” kaydeden Çiçek, “Hepimiz, nasıl bir haksızlıkla karşı karşıya olduğumuz belgelerle anlatmaya çalışıyoruz. Bu süreç bir yerde bitecek. Eğer, mahkemeye digital verilere göre hüküm kurarsa, ülkemiz hukuk devleti olmaktan çıkar” dedi.

İçeri- dışarı arasındaki fark
Cezaevinde gazeteleri okuyup, televiyon izleyebildiklerini hatırlatan Dursun Çiçek, 690 gün sonra cezaevi dışındaki gördükleriyle cezaevindeki durumu da şöyle karşılaştırdı:

“Çok rahatlıkla şunu söylüyorum: Dışarıdakilerin durumu cezaevindekilerden daha kötü. Dışarıdakiler konuşamıyor, yorum yapamıyor, özgürlüklerini kullanamıyor, her an tuzakla, tezgahla karşılaşma riskiyle karşı karşıya. Biz cehennemi gördüğümüz için bu korkuları yendik. Herkese düşen, doğruları söylemektir. Şairin dediği gibi ‘sen yanmazsan, ben yanmazsam, karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa?’. Eski hakimlerin, savcıların, hukuksuzluğu bilen herkesin ülkemizin içinde bulunduğu gerçek durumu korkmadan, çekinmeden, yorulmadan insanlara anlatması gerekir. Demokratik ülkelerde insanların seçimlerde oyunu doğru kullanması halinde bize yakışan daha çağdaş bir yönetime kavuşabileceğimize inanıyorum.”

Haberal’la annelerimizi soruyorduk
CHP’nin tutuklu milletvekili Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın, babasının cenazesine katılamadığını, rahatsız olan annesini görmek için ise yasa çıkmasını beklediğini hatırlatan Dursun Çiçek, şunları söyledi:
“Karşılaştığımızda birbirimize annelerin durumunu soruyorduk. Annemin elini öpüp helalleşemedim. Haberal da benim yaşadığım vicdani süreci yaşıyor. Ben annemi göremedim, elini öpemedim. Dilerim, yasa bir an önce çıkartılsın da, benim durumumda olanlar anne-babalarını ziyaret edebilsinler. Tutuklu olmamıza rağmen, cezaevinde hükümlülerden daha ağır şartlar altında tutuluyoruz.”

Bugün cezaevine dönüyor
Annesini toprağa veren Dursun Çiçek, taziyeleri kızı ve avukatı İrem’le birlikte kabul etti. Çiçek, bugün saat 15.00’de uçakla İstanbul’a götürülecek, oradan Silivri Cezaevine konulacak.

---------


Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Dursun Çiçek Saygı Öztürk'e konuştu: İçerisi cehennem, dışarısı daha da beter

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları