Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Türkiye’nin cayır cayır yanan gündemi ADALET
4/7/2017

Türkiye’nin cayır cayır yanan gündemi ADALET

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü” aşırı sıcağa rağmen devam ediyor. Referandumda il il, ilçe ilçe dolaşıp “hayır” kampanyası yürüten, yıllardır “Adalet” diyen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun bu yürüyüşte bulunmaması yadırganıyor, “Nerede Metin Feyzioğlu?” diye soruluyor. Onlar yürürken Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Ankara'da, Adalet Yürüyüşü'ne neden katılmadığı ve, yeni siyasi parti oluşumlarıyla ilgili SÖZCÜ'nün sorularını şöyle cevaplandırdı:



Adalet paydasında buluşma
Türkiye'nin cayır çayır yanan gündemi adalettir. Benim, 5 yıl önce yaptığım ‘adli yıl'açılış konuşmamın ilk cümlesidir. Türkiye Barolar Birliği adaletin sağlanmasını vazgeçilmez koşulu olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı için yıllardır mücadele vermektedir. Çok çeşitli fay hatları üzerinden birbirine düşmanlaştırılmaya başlanmış, kutuplaştırılmış toplum Türkiye Barolar Birliği'nin yürüttüğü mücadele sonucunda adalet paydasında buluşmaya hazır hale gelmiştir.

Katılmamız doğru olmaz
Ana muhalefet partisinin başlattığı ve organize ettiği yürüyüş, toplumun bu en önemli sorununa işaret etmektedir. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum: umarım bir veya birkaç kişi üzerinden değil, tüm toplum için adalet talebi üzerinden gelişir. Ancak bu yürüyüşün bir toplumsal soruna işaret etmesi onu siyasi parti faaliyeti olmaktan çıkarmamaktadır. Faaliyetin, siyasi parti faaliyeti olması ise onu değersizleştirmez. Fakat yargının en üstünde yer alan kurumlardan biri olan Türkiye Barolar Birliği'nin, bir siyasi parti faaliyetine katılması doğru olmaz.

Katılmamızı İsteyenler düşünsün
Bundan, tüm toplum zarar görür. Çünkü, Türkiye Barolar Birliği'nin dile getirdiği her sorun ve her çözüm önerisi siyasi iktidar tarafından ‘bir siyasi parti adına söyleniyor' şeklinde damgalanır. O yüzden bizim yürüyüşe katılmamızı iyi niyetle talep eden vatandaşlarımızın durup bu hususu düşünmesi gerekir. Emin olunuz, Türkiye Barolar Birliği'nin söylemlerinin değerinin düşmesini isteyenler, bizim yürüyüşe katılmamızdan büyük memnuniyet duyarlar. Çünkü, bir siyasi parti yaptığında önemli ve değerli olan bir faaliyete tarafsız ve bağımsız kalıp siyasi partilerin üstünde ve dışında hareket etmekle yükümlü bir kurum iştirak ederse o değerde düşme olur.

Bakan, yargıtay savcısıyla yürürse
Her kurumu kendi sistemi içinde değerlendirmek gerekir. Somutlaştırayım: Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Yargıtay Başsavcısıyla aynı konumdadır. Adalet Bakanı, Yargıtay Başsavcısıyla birlikte örneğin ‘bu yürüyüşü protesto etmek' için bir karşı yürüyüş başlatsa, Başsavcının bu yürüyüşe katılması konusunda insanlar ne hissederse, bizim de durumumuz odur. Yargıtay ve Danıştay başkanlarını iktidar partisinin temsilcileriyle birlikte çay toplamaya gitmekle eleştirenler, Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nı yürüyüşe katılmamakla kınadıklarında, çifte standart uyguluyorlar.

Bazı barolar katılıyor
Yürüyüşe katılanlar gibi katılmayan barolar da var. Türkiye Barolar Birliği her siyasi görüşten 102 bin avukatın temsilcisidir, Türkiye'nin tüm barolarının çatı örgütüdür. Barolar, Türkiye Barolar Birliği'nin şubesi değillerdir. Kendisi karar verir. Biz de bir karar verirken, tüm Türkiye'yi dikkate alacak şekilde değerlendirme yapmak zorundayız. Yürüyüşe bir süre katılıp, öz çekim yapıp bunu sosyal medyada paylaşmayı önemli bir eylemin bir parçası olma duygusunu yansıttığı için sıcak karşılıyorum.

Temel bir hak kullanılıyor
Türkiye Barolar Birliği'nin her türlü baskıya, tehdide, engellemeye karşı yıllardır Türkiye'nin her yerinde yürüttüğü mücadeleyi görmezden gelen, vefasızca unutan cümleleri okuduğumda da yadırgıyorum. Biz, yürüyüşe katılanlara ‘niçin katılıyorsunuz?' demiyoruz. İlk günden bu yana ‘Bu bir temel hakkın kullanımıdır.
Herkes saygı duymalıdır. Devlet de gerekli korumayı sağlamalıdır' diyoruz . Sosyal medyada paylaştığı yürüyüş fotoğrafının altına, yıllardır bu mücadeleyi veren baroları ve Türkiye Barolar Birliği'ni suçlayan bir cümle yazmaktan kendini alıkoyamayan kişiler ise emin olun, yürüyüşü amacından saptırıyor. Amaç ‘adalet' talep etmekse, önce insafsızlık ve haksızlık yapmayarak başlatmak lazım.

Siyasi parti faaliyeti
Benim yürüyüşe kurumu temsilen değil de, şahsen katıldığımı söylemem bu yürüyüşe bir siyasi parti faaliyeti olarak bakan toplumun bir diğer kesimi açısından inandırıcı olmaz. Dolayısıyla benim, şahsi faaliyetlerimi icra ederken, kurumumu düşünmek gibi bir sorumluluğum var.

Türkiye Barolar Birliği olarak biz, 2015 senesinde Adana'da, Bursa'da, İzmir'de ve Ankara'da barolarımızın katılımıyla on binlerce vatandaşımızın da desteklediği yürüyüşler yaptık. Bu yürüyüşlerimizin başlığını da ‘Türkiye adaletini arıyor' diye koymuştuk. Bu da bir temel hak kullanımıydı. Biz, temel hakları kullanırken her vatandaşımızın anayasamızın koruması altında olduğunu söylüyoruz. Bu korumayı ihlal edenlerinde karsında duruyoruz.

Altı doldurulmalı
Umarım, tüm siyasi partiler, adalet arayışının altının nasıl doldurulacağını ciddi ciddi düşünmeye başlarlar. Bu noktada 80 milyon vatandaşımızın siyasi düşüncesine, etnik kökenine, inancına, mezhebine, diline ve cinsiyetine bakmaksızın, adalet paydasında buluşturmak için somut çözümler öneren Türkiye Barolar Birliği'ni, iktidarda ya da muhalefette olsun daha çok dinlerler.

Sıkıntının nedeni
Adalet kavramının altını herkes kendine göre doldurursa ortaya zaten bugün yaşadığımız sıkıntılı durum çıkar. Adaleti sağlayacak olan; tarafsız, bağımsız, keyfilikten uzak karar veren bir yargı düzenidir. Böyle bir yargı düzeninin nasıl inşa edilebileceği bellidir. Dünyanın çağdaş, çoğulcu, katılımcı demokrasilerinde ne yapılıyorsa Türkiye'de de yapılmalıdır. Biz, somut önerilerimizi 2014 yılında kitaplaştırıp bütün siyasi partilere ve milletvekillerine gönderdik. Maalesef hiçbiri iltifat etmedi. Dilerim, bugünden sonra herkes bu konu üzerinde daha çok düşünür.

Yargıya güvenilmiyor
Türkiye'de toplumu ilgilendiren tüm ceza soruşturmaları ve davaları bizi ikiye bölüyor. Toplumun bir kısmı bir futbol maçı seyreder gibi yapılanları çılgınca alkışlıyor, diğer kısmı da tartışmasız ıslıklıyor. Bunun sebebi yargının güvenirliğini yitirmiş olması. Milletvekili,gazeteci, İş adamı suç işlemez mi? İşleyebilir. Bizdeki sorun, onu suç işlemekle itham eden savcıya, tutuklayan, mahkum eden ya da beraat eden mahkemeye toplum artık güvenmiyor.

Terör örgütleri yararlanıyor
Çünkü, sistem siyasi iktidarın müdahalesine fiilen açık. Bu durumda emin olunuz en çok Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya ya da yıpratmaya çalışan terör örgütleri yararlanıyor. Çünkü her yargı kararı üzerine şaibeli etiketi yapıştırıldıkça maalesef devletin meşruiyeti sorgulanıyor. Terör örgütler ise hem toplumsal taban kazanıyor, hem de uluslararası kamuoyunda haksızlığa uğradıkları kanısı hakim olmaya başlıyor. Şu halde yapılması gereken yargı sistemini bir an önce güvenilir hale getirmektir. Güven öyle bir duygudur ki, emir ve talimatla sağlanmaz. Sistemin düzeltilmesi ve iyi uygulamalarla da herkese gösterilmesi gerekir.

Yeni siyasi oluşum Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmezi. Ancak hukuk kurumlarının tarafsızlıklarının ve bağımsızlıklarının korunması da demokrasi açısından yaşamsal önemde. Bu düşünceyle; hiçbir siyasi partinin içindeki rekabetle ilgim olmadığı gibi, yeni bir siyasi partinin oluşumuna dair hiçbir çalışmaya da dahil değilim. Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak görevim, her siyasi görüşten vatandaşlarımızın ortak talebi olan hukukun üstünlüğünün sağlanması mücadelesine, siyasi particilik yapmaksızın ve herkesi kucaklayarak devam etmek. Amacımız, pek çok fay hattı üzerinden kırılgan hale getirilmiş ve kutuplaştırılmış toplumumuzu, hukukun ve demokrasinin ortak değerleri etrafında birleştirmek.”

SÖZCÜ'YE YAPILAN OPERASYON F TİPİ SUÇ ÖRGÜTÜNE YÖNELİK TÜM DAVALARI LEKELİYOR

SÖZCÜ gazetesinin çalışanlarına yönelik tutuklama kararı özelinde konuya baktığımızda bu söyediklerimin haklılığı bir kez daha ortaya çıkıyor. ‘Darbeciler, Cumhurbaşkanının yerini SÖZCÜ'nün web sitesinden öğrenip operasyona kalkıştılar' gerekçesiyle tutuklama inanın hukuka ve akla zarar. Bu durum, F tipi suç örgütüne yönelik tüm davaları lekeliyor, bunların inandırıcılığını yerle bir ediyor. ‘Bundan kim yararlanır?' diye sorduğumuzda cevap açık:Böyle bir gerekçeden sadece ve sadece F tipi suç örgütü yararlanır. Çünkü bu gerekçe, onlarca helikopter, tank, uçak kaldırıp Türkiye'yi kan gölüne çeviren hainlerin darbeye bir gazete haberi sayesinde kalkıştıkları anlamına geliyor.

Elinizi vicdanınıza koyun, CİDDİ OLUN!
İnsanın zihninde şu canlanıyor: SÖZCÜ muhabiri Gökmen Ulu, büyük uğraşlarla Cumhurbaşkanın yerini tespit etmiş, her halde telefon edecek kontörü kalmamış, o sebeple suç ortaklarına haber vermek için internet sitesine haber yapmış. SÖZCÜ'nün web sitesini gören örgüt üyeleri de ‘hadi arkadaşlar bir darbe yapıp geliverelim' demiş. Elinizi vicdanınıza koyun, bu gerekçe tüm F tipi soruşturmalarını gayri ciddi hale getirmiyor mu? 15 Temmuz şehitlerine yazık değil mi? Kumpas davalarında eziyet gören vatanseverlere yazık değil mi? Ömrünü F tipinin hukuksuzluklarıyla mücadeleye adayan bizim gibilerine haksızlık değil mi?

metin feyzioglu saygı öztürk

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Türkiye’nin cayır cayır yanan gündemi ADALET

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları