Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > 3 parti darbeyi aydınlatmaya çalışıyor, iktidar engelliyor!
7/4/2017

3 parti darbeyi aydınlatmaya çalışıyor, iktidar engelliyor!

Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'la ilgili, “Kontrollü darbe” iddiasının arkasında durdu. “Darbe girişiminden Cumhurbaşkanı'nın, Genelkurmay Başkanı'nın ve MİT Müsteşarı'nın haberi var ama Başbakan'a haber vermiyorlar. Neden? Çünkü darbe girişiminin ayrıntılarının ortaya çıkmasını istemiyorlar” suçlamasını yaptı.



CHP Genel Başkanı dün Kahramanmaraş'taydı. İki şehit ailesine başsağlığı dileğinde bulundu. Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Sonra salon toplantıları başladı. Bu toplantılar sadece CHP'lilerin geldiği toplantı değil, bazı siyasi partilerin, il yöneticilerinin ve parti üyelerinin de bulunduğu toplantılardı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Gaziantep Milletvekili Akif Ekici de, Kılıçdaroğlu'nun yanındaydı. Partinin Kahramanmaraş adayı eski RTÜK Üyesi Ali Öztunç, tüm baskılara rağmen muhtarların da toplantıya geldiğini anlatıyordu. Kılıçdaroğlu, son dönemde gündeme getirdiği “kontrollü darbe” iddiasını, yeni sorularla ve bazı belgelerin tarih ve sayısını vererek sürdürdü. Kılıçdaroğlu, uçakta soruları şöyle yanıtladı:

AÇIĞA ÇIKMASINI İSTEMİYORLAR
15 Temmuz darbe girişiminin araştırılmasıyla ilgili Meclis'te komisyon kuruldu. Bu komisyon darbenin ayrıntılarının ortaya çıkmasına engel oldu. İki kritik isim olan Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'nı TBMM'ye getirmediler. Hükümet bunu istemedi. Parlamento'nun 15 Temmuz darbe girişimini araştırması kadar daha önemli ve doğal ne olabilir? Hükümet kendi emrindeki iki kilit ismin darbe komisyonuna gidip açıklama yapmasını engelledi. İstemedi. Neden? Darbenin ayrıntılarının ortaya çıkmasını neden istemedi? Cumhurbaşkanı bunun üzerine niçin gitmedi? Darbeden biz de şikayetçiyiz. Kimler nerede oturup planlar, programlar hazırladılar?

HÜKÜMETİN NASIL HABERİ YOK?
Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın ifadesi var. İfadesinde ‘TSK'da kriz ve olağanüstü durumlarda ‘personel kışlayı terk etmesin emri verilir' diyor. Bu emir niçin verilmedi? FETÖ iddianamesini yazan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen hangi bilgilere ulaştı ki, iktidarı rahatsız etti ki görevden alındı? Darbeden önce 6.6.2016 tarihli 24769 ve sayılı iddianame var. O iddianamede, FETÖ/PDY'nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğunu, TSK'da bunların uzantılarının neler yaptığını belirtiyor. Peki nasıl oluyor da hükümetin bunlardan haberi yok?

BENİM KÜLLAHIMA ANLATSINLAR
Adil Öksüz'ü ilk dillendiren benim. Kim bu Adil Öksüz. Bunu dillendirdiğimde beni koro halinde suçladılar. Ama şimdi kaçacak delik arıyorlar. Adil Öksüz niçin serbest bırakıldı. Açık çağrı yapıyorum, Adil Öksüz'ün elindeki GBC cihazını kim ithal etti? İpucu istiyorlar, buyurun size söylüyorum. Adil Öksüz sıradan birisi değil ki, akademisyen, entelektüel, boş bir adam değil. Herkese kelepçe vurulurken Adil Öksüz'e niçin kelepçe vurulmaz? Herkesin cep telefonu alınırken, Adil Öksüz'e niye iki cep telefonuyla konuşma imkanı verilir? Bu işle ilgili soruşturma açıldığını söylüyorlar. Onu benim külahıma anlatsınlar.

Biz TBMM darbe araştırma komisyonu rapor taslağının CHP'li üyelere verilmesini istiyoruz. O taslak raporunu komisyon başkanı ‘16 Nisan'dan sonra vereceğim' diyor. Niçin 16 Nisan'dan sonra? Biz bekliyoruz onu. Kimse şunu sormuyor: Niçin 16 Nisan'dan sonra. Bana gelince her türlü eleştiri yapılır. Komisyon başkanı siyasi otoriteden aldığı talimat gereği o raporu gizliyor. Bütün belgeleri muhalefet şerhine koyacağız. Ana dosyayı gizliyorlar, bize diyorlar ki ‘Siz elinizdeki dosyaları açıklayın'. Siz o taslak raporu önce açıklayın.

AKLIMIZLA DALGA GEÇİYORLAR
Komisyon'daki uzlaşma şöyleydi: “Darbe rapor taslağı grup danışmanlarıyla ortak hazırlanacaktı. Sonra bizim grup danışmanlarını sürece dahil etmediler. Neden? Darbenin açığa çıkması için 3 parti çaba harcıyor, ama iktidar partisi engelliyor. Hem engelliyor, hem de şehitler üzerinden politika yapıyor. Bu kadar ikiyüzlülüğü hiç görmedim.
Başbakan Binali Yıldırım, “FETÖ'nün siyasi ayağı yok” diyor. 215 bin ByLock kullanıcısı arasında işvereni, çikolatacısı, baklavacısı var ama siyasetçi yok. Bu bizim aklımızla alay etmek demektir. Neden ByLock listelerini açıklamıyorlar. Çünkü yukarıdan talimat alıyorlar. Benim haksız olduğuma inanıyorlarsa, benim doğruları söylemediğimi iddia ediyorlarsa, benim anlatımlarımdan ‘Şu cümle yanlıştır' desinler.

BU ÜÇLÜYE SORUYORUM
İddianamede darbe girişiminden MİT Müsteşarı'nın 16.00'da haberi olmuş. Genelkurmay Başkanı'nın 17.54'de haberi olmuş. Cumhurbaşkanı 19.34'de haberdar ediliyor. Binali Yıldırım'ın ise 21. 30'da haberi oluyor. Cumhurbaşkanı'na şunu sormak isterim: Sizin 19.34'de haberiniz oluyor, Başbakan'a niçin haber vermedin. Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı üçlüsüne soruyorum: Niçin Başbakan'a haber vermediniz? Niçin sadece Cumhurbaşkanı'yla çalıştınız. Başbakan bu ülkede sıradan bir insan mı? Makul düşünmesi gereken her insanın sorması gereken bir soruyu soruyorum. Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, Başbakan'a bağlı. Cumhurbaşkanı'nın bilgisi var, herkes duyduktan sonra Başbakan'ın haberi oluyor. Neden? Bunları ben söylemiyorum, iddianamede var.

ŞEHİDİN HESABINI SORUYORUM
Darbe girişiminde şehit olan 248 vatandaşımızın hesabını soruyorum. Onlar da darbe girişimini kapatmak istiyorlar. Gerçeklerin açığa çıkmasını engellemek istiyorlar. Şehit ailelerinin beni mahkemeye vereceklerine ilişkin haber yayımlandı. Mahkemeye versinler memnun olurum. O ailelerin nasıl onların haklarını savunduğumu görürlerse bana teşekkürlerini sunacaklardır. Ayrıca, aileler de arzu ederlerse gelip benimle görüşebilirler. Kapım açık. Ben onlara anlatırım, geldiklerinde gerçekleri öğreneceklerdir.

EŞİTSİZ KOŞULLARDA SEÇİM
Eşit koşullarda bir halk oylaması yapılmıyor. Gazetelere veremiyoruz. Kuruşun hesabını yapıyoruz. Kalkıp anket yaptıralım, sonuçlar alalım gibi imkanımız yok. AKP anketleri açıklamıyor. Çünkü, ‘Hayır'lar önde. Bunu gayet iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanı danışmanlarından Mehmet Uçum “Hayır çıkarsa başkanlık sisteminden vazgeçmeyeceğiz. Vatandaşın ‘hayır' dediği konuları düzeltip yenisini getireceğiz” diyor. Onlar da biliyorlar ki ‘Hayır' çıkacak. Çünkü bu millet demokrasiye alıştı. Ayrıca bir kişiye bu kadar yetki vermek o kişiye de haksızlık. Yetkileri dengeli dağıtırsanız demokrasiyi güçlendirirsiniz ve bir kişinin yaptığı hatayı bir başka organ telafi etmiş olur. Yetkileri bir adamda toplarsanız hatayı telafi edecek mekanizma kalmaz.

YA AÇIKLASIN YA İSTİFA ETSİN
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Kılıçdaroğlu'na mail gelmiş” diyor. Mail onun elindeyse niçin açıklamıyor? Takip etmiyorsa bana mail geldiğini nereden biliyor? Ben gelmediğini söylüyorum. O da açıklasın, beni mahcup etsin. Adalet Bakanı'na yalan söylemek yakışmaz. David Kynes'den partiye bir mail geldi. Bunu aldık, 19 Ekim 2016'da Başbakanlık Müsteşarlığı'na gönderdik. Adalet Bakanı merak ediyorsa Başbakanlık Müsteşarı'na sorabilir. İzmir milletvekilimiz Aytun Çıray'a gelen maili de hemen İzmir C. Başsavcılığı'na Çıray teslim etti. Şimdi Sayın Bekir Bozdağ'dan cevap istiyorum. Bana gelen maili açıklasın, ben de öğrenmiş olayım. Yalan söylemek bu kadar kolay olmamalı. Açıklamazsa, istifa etmesi lazım. Bana iftira ediyor. Bu kadar açık söylüyorum, onur ve haysiyeti varsa ya açıklar, açıklamazsa istifa eder. Ben kimseye iftira etmiyorum. Söylediğim her kelimenin, cümlenin bir anlamı ve bana göre bir belgesi var. Bakan ya açıklasın, ya istifa etsin. Açıklamazsa doğruyu söylemediği ortaya çıkar. Ülkenin çıkarlarını hep en önde tutarız. Bize mail geldiyse ilgili makama gönderiyoruz. Yurtdışına seyahate gidildiğinde bile saptamamız varsa Dışişlerin'e aktarıyorz. Bizim böyle bir geleneğimiz var.

ÜLKE İÇİN FELAKET OLUR
‘Hayır' çıkması halinde ülke asla kaosa sürüklenmez. Niçin sürüklensin? Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar görevinin başında olacak. Parlamento görevini yapacak. Başbakanın, bakanların da yapmak isteyip de yapamadığı bir şey varsa, buna karşı birlikte mücadele edelim. ‘Evet' çıkarsa Türkiye sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar. Nereye gittiği belli olmayan bir trene 80 milyonu bindirmiş oluruz. Bir kişiye verilen olağanüstü yetkiler Türkiye'nin kaderini belirleyecek. Bu bir Anayasa değişikliğidir. Yasada ‘münhasıran' sözcüğü var. Bunun dışındaki bütün kararnameleri başkan yapabilir. Bu ülke için felaket değil mi?

Türkiye bir parti devletine dönüşecek. Neden? Cumhurbaşkanı, yardımcıları, bakanlar, valiler, hakimler partili olacak. Parti devleti komünist rejimlerde vardı. Irak'ta, Libya'da, Suriye'de vardı. Bütün bunların sonu belli oldu. Kendi toplumlarına acı, kan ve gözyaşı getirdi. Şimdi biz bunlara benzeyelim diye yola çıkıyoruz. Bunu siyasi parti endeksli düşünmek yanlış. Kişi endeksli düşünmek de yanlış. Devlet, anayasasıyla vatandaşının can ve mal güvenliğini güvence altına alır. Burada ise vatandaşın değil, parti mensuplarının can ve mal güvenliği sağlanıyor. Dolayısıyla hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku oluşuyor.

HATANIN FATURASI MİLLETE
Sağduyu sahibi hiçbir vatandaşın sandığa gidip de ‘Evet' oyu vereceğini düşünmüyorum. Vicdan terazisinde tartıyorsa. AKP'li seçmene seslenmek isterim: “Mesela o yetkilerin bana verilmesini ister misiniz? Yüzde 90'ı ‘Bu kadar yetki verilir mi?' der.” Bana dahi olsa bu kadar yetkinin verilmemesi lazım. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapabiliriz. O hatanın faturasını 80 milyon kişi ödeyecek. Bütün sorun burada.

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > 3 parti darbeyi aydınlatmaya çalışıyor, iktidar engelliyor!

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları