Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Biz sorduk, Genelkurmay cevapladı
26/7/2016

Biz sorduk, Genelkurmay cevapladı

15 Temmuz “Darbe Girişimi”yle ilgili bilinmeyen ya da farklı bilinen çok şey açığa çıkacaktır. Karargahta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a silah çekilirken, Akıncılar Hava Üssü'nde birbirinden garip olaylar yaşanırken, aynı saatlerde bazı kuvvet komutanlarının düğünde olması, oradan kaçırılması, terörle mücadelenin Güneydoğu'daki en üst komutanı olan 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin tutuklanması, Başbakanlık'ta yaşananlar parça parça ortaya çıkıyor.


Cumhurbaşkanlığı'nda başyaver, Genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarında emir subaylarının, bazı özel kalem müdürlerinin darbecilerle birlikte hareket etmesi, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın olaylardan haberdar edilmemesinin nedeniyle ilgili çok şeyler söyleniyor. Genelkurmay'da yaşananları yakından bilen bir komutana sordum, o cevaplandırdı:
15 Temmuz gecesi Genelkurmay'ın önündeki darbeci askerler halka namlularını çevirdi.
15 Temmuz gecesi Genelkurmay'ın önündeki darbeci askerler halka namlularını çevirdi.
BİZE İSTİHBARAT GELMEDİ
– Saat 16.00 civarında Genelkurmay Başkanlığı'na MİT'ten istihbarat gelmesine rağmen darbenin önlenmesi için neden gerekli önlemler alınmadı?
– Bazıları bilip bilmeden çıkıp ahkam kesiyor ve ‘derin analiz'ler yaptığını sanıyor. Bunu yaparken de kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor. Saat 16:00'da Genelkurmay'a darbe yapılacağı istihbaratı bildirilmesine rağmen neden gerekli önlemlerin alınmadığı soruluyor. Öncelikle şunu belirtelim: İstihbarat biriminden istihbarat gelmedi. Bir FETÖ mensubu olup sonra bundan döndüğünü söyleyen bir subay MİT'e gidip ‘Bu örgüt içinde bulunmaktan dolayı pişmanım. Size bir ihbarda bulunacağım. Kara Havacılık Okulu'nda (KHO) bu akşam (Cuma) saat 19:00 sularında bazı hareketlilikler olabilir. Olağandışı olarak birkaç helikopteri kaldırıp bir şeyler yapabilirler' diyor.
– Peki bu bir istihbarat değil mi?
– Bu illegal terörist çete hücresel olarak çalıştığı için herkes sadece kendi çalıştıkları yerle ilgili bilgilere sahip olur, diğer yerlerde ne yapılacağını son ana kadar ‘büyük abiler'i dışında kimse bilmez. Pişman olan FETÖ'cü de o an için bu kadarını biliyor. Alınan bu ihbar ‘istihbarat değil' bilgidir, duyumdur. Bu tür bilgi/duyumlar birkaç yerden teyit edilmedikçe hamdır.
– Peki, Genelkurmay'ın o an aldıkları önlemler abartılı mı?
– Ham bilgiye rağmen, Genelkurmay Başkanı duyumun pişman olmuş FETÖ'cü bir teröristten geldiğini öğrenince kuşkulanıyor ve bunun üzerine aşırı derecede olayı abartarak (iyi ki de abartıyor) bazı tedbirler aldırıyor.
– İstihbarat olmamasına rağmen ne gibi önlemler alındı?
– Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi Amiri acilen aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vs.) havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi, Kara Havacılık Komutanlığı'na gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması, Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı'na gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması, hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirleri verildi.
Bununla da yetinilmedi, Genelkurmay 2. Başkanı'na verilen emirle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranıyor ve Türk Hava Kuvvetleri'ne ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı veriliyor. Bunun haricinde ne yapılabilir başka? Elinde sihirli bir değnek yok ki dokunup hepsini hareketsiz kılsın. Yok böyle bir güç. Gelen bilgi de aslında bunların yapılmasını gerektirecek bir bilgi değil.
İZMİR'E GİDECEKLERMİŞ GİBİ
– Olayın merkezi olan Kara Havacılık Okulu'nda bilginin doğru olup olmadığı niçin araştırılmadı?
– Araştırıldı. Genelkurmay Başkanı Akar'ın talimatıyla Kara Kuvvetleri Komutanı, yanına Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'ı alıp, Kara Havacılık Okulu'na gidiyor. Sanki İzmir'e gidecekmiş bahanesiyle orada durumu araştırıyorlar. Helikopterlerdeki silahları da indirtiyorlar. Anormal bir durum görülmüyor, Tuğgeneral Hakan Atınç'ın yanından ayrılıyorlar. Onlar ayrıldıktan kısa süre sonra darbeci grup, Atınç'ın odasını basıyor, elini-ayağını bağlıyor ve 21.40 civarında helikopterler havalanıyor.
FETÖ'CÜ OLMAYANLAR ALAŞAĞI EDİLDİ
– Emir her yere gidiyor da neden uygulanmıyor?
– Genelkurmay'ın getirdiği uçuş yasağı emri her yere ulaşmasına rağmen bazı yerlerde fakslar yırtılıyor ama çok kanallı verildiği için bir şekilde emirler gidiyor. Sadece emir veriliyor. Bilginin içeriği paylaşılmıyor, zira sadece bilgi ve bu bilgi (ihbar) Ankara'daki Kara Havacılık Okulu'yla sınırlı bir ihbar. Emri alan Peygamber Ocağı'nın gerçek evlatları emri uyguluyor.
– Uygulamayanlar kim?
– Emri Pensilvanya'dan Fethullah Gülen'den alan ve yetiştirilmeye başlandıkları andan itibaren beyinlerine yerleştirilmiş olan ‘haşhaş çipi' ile sürekli dozlanan hainler tabii ki bu emri yerine getirmiyor. Emri uygulayacak olan komutanlarını da derdest ediyorlar. Benzer olaylar ülke çapındaki bazı birliklerde de yapılıyor. Tugayın başında hain FETÖ'cü varsa problem yok zaten. Yok, komutanları emre bağlı vatan evladı ise FETÖ'cüler onu alaşağı edip faaliyete girişiyorlar.
– Bu bilgiyi, Genelkurmay Başkanı neden Cumhurbaşkanı'yla, Başbakan'la paylaşmıyor?
– Hangi bilgiyi paylaşacak? Gelen bilgide darbenin ‘d'si, kalkışmanın ‘k'si yok. Velev ki olsaydı bu bilgiyi vermek Genelkurmay'a mı düşerdi? Bize göre hayır. Sayın Genelkurmay Başkanı saat 21.00 sularında odasında alıkonulmaya başladıktan sonra illegal çete mensubu teröristlere karşı sürekli direniyor ve çok ağır şekilde küfürler ediyor. Her ne kadar Tümgeneral Mehmet Dişli onu ikna etmeye çalışsa da bunun imkansızlığını seziyor. Bunun üzerine Emir Subayı Levent Türkkan komutanının başına tabancasını dayayarak zor kullanıyor ve çok ciddi şekilde tehdit etmeye başlıyor. Orgeneral Akar, onlara küfredip ayağa kalkmak isteyince arkasında duran iki sözde Özel Kuvvetçi kendisini boynundan sıkarak tekrar yerine oturtuyorlar.
O BİLDİRİYİ İMZALAMAYINCA…
– Genelkurmay Başkanı'na, bildiriyi imzalaması olayında neler yaşandı?
– Genelkurmay Başkanı ‘Bu devlet, size verdiklerini burnunuzdan fitil fitil getirecektir. Bu güzel vatanı Suriye'ye çeviriyorsunuz. Allah belanızı versin, yazıklar olsun, haram olsun, topunuz alçaksınız' diye bağırıyor. Genelkurmay Başkanı'nın önüne darbe bildirisi Tümgeneral Mehmet Dişli tarafından konuluyor. Komutanın elleri gevşetiliyor. Akar, hiç tereddüt etmeden ve bildiriyi okumadan alıp yırtıyor ve fırlatıyor. Tekrar ayağa kalkmak istediğinde boynu sıkılarak tekrar zorla yerine oturtuluyor. Burada Tümgeneral Mehmet Dişli tekrar devreye giriyor ve iyi polisi oynuyor. Komutana kendisini çok sevdiğini, bir zarar gelmesini istemediğini söyleyerek imzalamasını istiyor. Kendisinin de bunlardan olmadığını ama kendisine yakın olduğu için kendisini buraya çağırdıklarını ekliyor. Akar, ‘Burada beni öldürseniz bu şerefsizlik belgesine nokta koymayacağım' deyince ipler iyice kopuyor. Daha sonra Akıncı üssü'ne gözleri ve elleri bağlanarak helikopterle götürüldü.
– Fethullah Gülen'le görüşmesini kim istiyor?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Fethullah Gülen'le görüşmesi konusu Genelkurmay Karargahı'nda değil Akıncılar Üssü'nde oldu. Sabah saat 08.00 civarında Tuğgeneral Hakan Evrim, Akar'a Fethullah Gülen'le görüşmesini öneriyor. Buna Akar sert tepki gösteriyor ve hakaretler ediyor. Darbecilere de ‘Gelin battığınız bataktan bir an önce kurtulun, teslim olun' diyor.
Genelkurmay Başkanı orada sunulan çay ve yiyeceklere hiç dokunmuyor. Sadece bağırmaktan dolayı kuruyan boğazını ıslatmak için birkaç kez masadaki sudan içiyor. Daha sonra Akıncı Üssü'ne yapılan genel bir operasyondan sonra kendisi bulunduğu odadan Peygamber Ocağı'nın gerçek evlatlarınca alınıyor.
AKAR VE DİŞLİ NİÇİN BİRLİKTE GELDİ
– Bir taraftan Mehmet Dişli'yi darbede ‘iyi polis' olmakla eleştiriyorsunuz, bir yandan da Akar kurtarıldıktan sonra Mehmet Dişli'yi yanına alıp helikopterle Başbakanlık bahçesine birlikte geliyor? Bu konuda ne diyorsunuz?
– Komutanımız helikoptere binmeden önce Mehmet Dişli'ye ‘Sen de gel' diyor. Dişli'yi kontrol altına alabilmek için böyle bir yola başvurdu. Bildiğiniz gibi bu komutan da şu anda tutuklu…

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Biz sorduk, Genelkurmay cevapladı

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları