İşte bu tabloya isyan ediyorlar

“Balyoz Davası”nda Kara Kuvvetleri Komutanlığı personelinin önemli bir bölümü hakkında “beraat” kararı verilirken, Deniz Kuvvetleri ile Hava Kuvvetleri personeli hapis cezalarına çarptırıldı. Haklarında mahkumiyet kararı verilen Deniz ya da Hava Kuvvetleri personeli, beraatler için memnun olmuştur ama gerçeği de söylemeleri gerekir. Eğer bir darbe yapılacaksa, bu darbede en çok Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeline görev düştüğünü asker olmayanlar da bilir.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 38 kişi hakkında mahkumiyet verilirken, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 134 kişi cezaya çarptırılıyorsa burada haklı olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarının “Ne oluyor?” diye sorma hakkı vardır. Bunu söylemek, yazmak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne nifak sokmak, ayrımcılık yapmak değil bir gerçeği ortaya koymaktır. O insanların feryadını duymak, duyurmak gerekiyor.

Bu rakamlara dikkat edelim

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kuvvetlere göre sanık, bunların muvazzaf, emekli sayıları ve hapis cezasına çarptırılanların toplam sayısına bakalım:
- Kara Kuvvetleri Komutanlığı: Sanık sayısı 102 kişiydi. Bunlardan 1’i muvazzaf, 37’si emekli olmak üzere toplam 38 kişiye (bunlardan 28’i general) hapis cezası verildi.
- Deniz Kuvvetleri Komutanlığı: Sanık sayısı 156 kişiydi. Bunlardan 95’i muvazzaf, 39’u emekli olmak üzere toplam 134 kişiye (34’ü amiral) hapis cezası verildi.
- Hava Kuvvetleri Komutanlığı: Sanık sayısı 43 kişiydi. Bunlardan 18’i muvazzaf, 23’ü emekli olmak üzere 41 kişiye (19’u general) hapis cezası verildi.
- Jandarma Genel Komutanlığı: Sanık sayısı 63 kişiydi. 18’i muvazzaf, 6’sı emekli toplam 24 kişiye (3’ü general) hapis cezası verildi.
Bu durumda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararının ardından 134’ü yani yüzde 57’si Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personeli, 41’i yani yüzde 17’si Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli, 38 kişi yani yüzde 16’sı Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeli, 24’ü yani yüzde 10’u Jandarma Genel Komutanlığı personelinin cezası onaylanmış oldu.
Yargıtay’ın kararından “Darbeye Denizciler ve Havacılar teşebbüs etmiştir” sonucu çıkıyor ki bu bile masumiyetin ilanıdır. Bir rakam daha verelim, Deniz Kuvvetleri personelinin Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki oranı yüzde 9 civarında… Daha tarafsız olacağını düşündüğüm için hakkında soruşturma olmayan, herhangi bir davadan yargılanmayan emekli bir komutana mahkumiyet sayıları ve oranlarını hatırlattığımda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Balyoz darbe planı doğru olsaydı, yargılanan ve hüküm giyenlerin çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeli olması gerekirdi. Personel sayısını dikkate aldığımızda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın 134 personeli hüküm giyiyorsa, bu sayının Kara Kuvvetleri’nde en az 900 kişi olması gerekirdi. Dünya kadar insan casusluk suçlamasıyla cezaevinde… Bırakın yalnız Türkiye’yi dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar casus olmaz. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üzerinde büyük bir oyun var. İşte, bu görülmek istenmiyor.”

Bu sözler dikkate alınmalı

“Balyoz kabusu”ndan önce kurmay yarbay rütbesinde olan “Harbe Hazır F-16 pilotu” olarak görev yaparken, Yargıtay’ın “Balyoz Davası”ndan verilen 16 yıl hapis cezasının onaması ile “Balyoz hükümlüsü terörist ve darbeci” oldu. Onun görevi “uçan gardiyanlık” yani stadyuma doldurulan insanları F-16 uçağıyla havadan kontrol etmekmiş.
Hemen her asker gibi, Namık Kurşuncu’nun mektubu da sitem dolu. Şunları yazıyor:
“Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün çok üzüldüğü az sayıda havacı ve denizci genç subaydan biri de benim. Karacı yok. Çünkü hepsi beraat etti. Seminerin düzenlendiği 2003 yılında bir yıllık yüzbaşıydım. Harp Akademisi birinci sınıfta öğrenciydim. Halk dili ile zurnanın son deliğiydim. Harp Akademisi’nde yan yana oturduğumuz ve suçsuz olduklarına emin olduğum karacı büyüklerim ve kardeşlerim Yargıtay kararı ile aklanırken inanın mutlu oldum. Fazladan insanın hapishanede çürümesine gerek yoktur.
2003 yılında Kara Kuvvetleri’nde yarbay, binbaşı, yüzbaşı ve üsteğmen rütbelerinde olan personelin tamamı beraat etti. Havacıların ise aynı dönemde bu rütbelerde olanların tamamının cezası onandı. Vicdani değerlendirmeyi lütfen siz yapın.”

Milletvekili hacdan helallik istemiş

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Ramazanoğlu, hacı oldu. Milletvekillerine, seçmenlerine “İlk haccımdan helallik istiyorum” başlıklı ileti gönderdi ve “özel helallik talebinde” bulundu.
AKP’li milletvekili, “helalliği” AKP milletvekillerinden ve seçmenlerinden istemiş olacak ki, örneğin CHP’nin emekli müftü olan Milletvekili İhsan Özkes‘ten helallik istemeye gerek duymamış. Özkes, “Helallik istemekle helallik olmaz” diyor. Yıllardır hacca gidebilmek için bekleyenler acaba torpille hacca gidenlere helallik verir mi?

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > İşte bu tabloya isyan ediyorlar

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası