Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Doğan Yurdakul, Saygı Öztürk'e anlattı: Silivri'deki şartlar darbe döneminden daha kötü
25/2/2012

Doğan Yurdakul, Saygı Öztürk'e anlattı: Silivri'deki şartlar darbe döneminden daha kötü

Yazar Doğan Yurdakul, SÖZCÜ’ye Silivri Cezaevini anlattı: Silivri'deki şartlar darbe döneminden daha kötü. Bitki yetiştirmek yasak, kuş beslemek serbest. Çiğ Yumurta yasak, katısı serbest. Selamlaşmak yasak, araçta konuşmak serbest



Basın ve davalar
Yarım kalmış tarihi romanını da yazmak isteyen Yurdakul, basının davalarla ilgili tutumu konusunda, “Bu dönem, medyanın ayıplı dönemi olarak tarihe geçecektir. Hala birilerini linç etmenin çabası içindeler” diye değerlendirdi.

En çok özlediğim yeşillik
Cezaevinde beton ve demirden başka bir şey göremezsiniz. Bir çiçek yetiştirmek kesinlikle suç. O yüzden cezaevindeki herkes yeşile hasrettir. Ben şu an o özlemimi de gideriyorum. Ayağımı sürüyerek çıktım. İnşallah arkadaşlarım da tahliye ediliir” dedi.

Saygı ÖZTÜRK
Gazeteci-yazar Doğan Yurdakul, 4 Mart 2011’de Odatv soruşturması kapsamında gözaltına alındığında, kanser tedavisi gören eşinin yanındaydı. Yurdakul cezaevindeyken eşi Güngör Yurdakul 14 Eylül 2011’de vefat etti. Yurdakul, eşiyle telefonla helalleşti. Cenazesinde de Adalet Bakanlığı bir ilki gerçekleştirdi, tutuklulara da, birinci derecede yakınlarının vefatı halinde izin verdi. O yüzden yapılan düzenlemeye “Yurdakul düzenlemesi” de denilebilir.

Doğan Yurdakul, cezaevinde meslektaşlarımız Nedim Şener ve Ahmet Şık’la aynı odada kalıyordu. Duruşma günleri, hastaneye gidip-gelme dışında Yurdakul da başka kimseyi görmüyordu. Hani, mahkumların haftada 10 saat diğer odalardakilerle bir arada bulunmalarının gazetecilere uygulanmadığı görülüyor.

Beterin de beteri var. Yurdakul, Şener ve Şık aynı odayı paylaşırken gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan tam 363 gündür tek kişilik odalarda tutuluyor. Balbay’a göre Tuncay’ın durumu daha perişan. Balbay’ı ziyaret eden milletvekilleri oluyor, sesini daha rahat duyurabiliyor. Ancak, Tuncay Özkan ancak kitaplarıyla ses getiriyor, içinde bulunduğu durumu ancak kitaplarına aktarıyor.

“O günlere göre şartlar çok ağır”
Doğan Yurdakul, sağlık nedenleriyle tahliye oldu. Cezaevinden çıkarken “ayaklarıı sürüklemiş” ki, yol olsun arkadaşları da tahliye olsun” diye. Kendi durumunu da “yarım özgürlük” olarak görüyor, ancak meslektaşlarının tahliyesi halinde özgür olabileceğini belirtiyor.
Yurdakul, 12 Eylül 1980 harekatından sonra da cezaevine girmiş. “Ancak, şimdiki şartlar o günkü koşullardan çok ağır” diyor. “Türküler söylerdik, fıkralar anlatırdık, gülerdik, ağlardık. 30-40 kişilik koğuşta vakit geçerdi. Ama, 3 kişilik odada vakit geçmiyor. Odada ya okuyoruz, ya yazıyoruz” diye ekliyor.

Pazartesi günü damar sertliği rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gidecek. Böbrek rahlatsızlığı tedavisi de Ankara’da gerçekleştirilecek. Sağlık sorunlarını çözmesi için tahliye edilen Doğan Yurdakul SÖZCÜ’ye şunları anlatıyordu:

“En büyük şikayetimiz tecrit uygulanması. Kimse kimseyle görüştürülmüyor. Örneğin ben, Ahmet ve Nedim birlikteyiz. Altımızda ise aynı davadan yargılanan Yalçın Küçük, Coşkun Musluk ve Sait Çakır var. Ancak biz bir yıldır onlarla konuşamıyoruz. Bırakın konuşmayı, koridordan geçerken selam vermeniz bile yasak.

Çiğ yumurta, firar aracı
Bu arkadaşlarla cezaevinde konuşamıyoruz, selamlaşamıyoruz ama duruşmalara giderken aynı araca biniyor, yan yana oturuyor, konuşuyoruz. Duruşma salonunda, öğle aralarında da hep birlikte oluyoruz. Ancak, cezaevinde konuşmanız, selamlaşmanız, bir araya gelmeniz yasak. Böyle bir yasağa anlam veremiyorsunuz.
Çiğ yumurta yasak. Çünkü, çiğ yumurta alır, onu bir şeylerle karıştırırsanız cezaevinin betonunu delecek, tünel kazacak, yani firar aracı olarak kullanılacağı değerlendiriliyor. Çiğ yumurta, cezaevinin en korkulu yiyeceklerinden. Nedim, katı yumurtayı yiyemiyor, boğazında düğümleniyor.

Cezaevinde çiçek yetiştirmek kesinlikle yasaktır. Toprağı göremezsiniz. Çay artıklarını su şişelerine doldurup örneğin soğan yetiştirmek istiyorsunuz. Ancak cezaevinde kuş besleyebilirsiniz. Cezaevinde kuş getirtip besleyenler var.

Hala büyük şaşkınlık içindeyim
Cezaevinde yatan herkes yeşile hasrettir. Rahatsızlığım nedeniyle tahliye edilince çimenleri görünce, ağaçları görünce özgür olduğunuzu düşünüyorsunuz. Şu anda pencereden bakıp yeşile görünce hala büyük bir şaşkınlık yaşıyorum. Bir yıldır yeşili görmüyorum. Bulunduğumuz yer sadece beton, sadece demir. Başka bir şey yok.

Medyanın ayıbıdır
Cezaevinde biz gazeteleri okuyor, televizyonları izliyoruz. O yüzden ülkede olup biten her şeyden haberdar oluyoruz. Bize, moral desteği olanlar da, bizi acımasızca ve haksız bir biçimde eleştirenler de var. Aleyhime yazanlar kadar, destek olanlar bulunuyor.

Odatv davasında başlangıçta bizleri linç etmeye çalışanlar, komik duruma düştüklerini görünce artık o tür yayınlar azaldı. Diğer davalar için ise acımasızca eleştiriler devam ediyor. İnsanlar yargısız infazlara tabi tutuluyor, linç ediliyor. Bu da medyanın ayıbıdır. Bu dönem meydanının büyük ayıbı olarak tarihe geçecektir..

Tarihi roman yazıyorum
Cezaevinde hiç boş durmadık. Orada ya yazıyoruz, ya da okuyoruz. Cezaevindeyken Türkçe-Fransızca sözcük yazdım, şimdi onun Fransızca-Türkçe sözlüğünü hazırlayacağım. Yarım kalmış tarihi romanlarım var. Onlar üzerinde çalışacağım. Kitaplarımdan birisi Bizans dönemiyle ilgili. Bir gün bizim yaşadıklarımız da tarihe mal olur ve birileri de bunları yazar. “

Doğan Yurdakul’u çok sayıda televizyoncu ve gazeteci arkadaşlarımız röportaj için arıyor. Yurdakul, biliyor ki, çıkıp açıklamalar yapması halinde birilerinin “Hani bu adam hastaydı, televizyon televizyon dolaşıyor” diyebileceğini hiç göz ardı etmiyor. O yüzden “geçmiş olsun” derken, bana da ancak bu kadarını söyledi.
------------

Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Doğan Yurdakul, Saygı Öztürk'e anlattı: Silivri'deki şartlar darbe döneminden daha kötü

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları